4 Eylül 2010 Cumartesi

Türban Görünce Erkekliğini Hissetmek

CHP’li Çiğli Belediyesi geçtiğimiz günlerde bir panel düzenliyor.
Panelin konusu; “Demokrasi ve Anayasa”
Panelistler, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce ile Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Vecihi Timuroğlu.
Demokrasi ve Anayasa konuşulması ve dinleyicilerin “Hayır bilinçleri”nin daha da artırılması amaçlanıyormuş bu panelde.
Oturum başlıyor, konu konuyu “aşıyor” ve laf dönüp dolaşıp başörtüsüne geliyor.
Aynı zamanda yazar ve de şair olan, Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü sahibi Vecihi Timuroğlu, mevzuya “farklı bir bakış açısıyla” yaklaşıyor.
“Şu an benim karşımda güzel bayanlar oturuyor, onlar da benim gibi insan. Türbanlı bir bayan görünce erkekliğimi hissediyorum.”
İnsan Hakları Sözlüğü’nün yazarı, Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kurucu Üyesi, 90’nına merdiven dayamış ve artık “Vecihi Dede”hitabını çoktan hak etmiş Timuroğlu’nun bu sözlerini “ciddiye alan” başörtülü kadınlar salonu terk ediyor.
“Başörtüsü konusunda bu kadar hassas olanlar, bu toplantıda ne arıyor?” dedim kendi kendime. Biraz araştırdım; meğerse başörtülü kadınlar, CHP kadın kollarının misafiri olarak salonda bulunuyorlarmış.
Zaten bu işe aracı olan CHP’li kadın üye de “Sizin yüzünüzden bu insanlara mahcup oldum” diyerek, başörtülü kadınlarla birlikte panelden ayrılmış.
Başörtülü kadınlar salonu terk edince ev sahibi CHP’liler “Türkiye laiktir, laik kalacak.” sloganıyla salonu inletmişler!



Neyse ki Muharrem İnce’nin siyasi nezaketi ve ince üslubu ortamı birazcık olsun yumuşatmış.
Başörtülü kadınlardan yaşananlar için özür dileyen İnce, “Bu katı anlayışla taraftar filan kazanamaz, aksine kaybedersiniz. Hep aynı nakarat. Türkiye laiktir sloganının biraz ötesine geçin.” diyerek salondakilere de çıkışmış.
Burası İzmir; CHP’nin önemli kalelerinden en sağlamı.
Gelelim İstanbul’a.
Rastlamışsınızdır.
CHP İl Teşkilatı’nın referandumda neden HAYIR dememiz gerektiğini anlatan afişlerinde HAYIR dersek eğer, Müslüman kadınların rahibelere benzemeyeceğiyazıyordu.
Afişlerin yapıştırıldığı bölgenin esnafı, bu ifadelere tepki gösterince afişler hemen toplatıldı.
Gürsel Tekin’in yokluğu nasıl da belli oluyor.
CHP Lideri'nin işi zor.
Sen o sıcağın altında meydanlardan barış, özgürlük, demokrasi söylevleri çek; tabanın iki başörtülü görünce hindi gibi tüylerini diksin, çarşaflı kadınlara rahibe muamelesi çeksin.
Seçmen hangi CHP’ye inanacağını şaşırmış durumda.
İstanbul’da çarşaflılara rozet takan CHP’ye mi; Mersin’de çarşaf parçalayan CHP’ye mi?
“Bu sorunu biz çözeriz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na mı; CHP otobüsünden başörtülü kadını aşağıya atan CHP’li yöneticiye mi?
Tabana rağmen liderlik, Kemal Bey’in belini büküyor.
***
Söyle Bak'im Sen Ne Ayaksın?
Bayazıt’taki kitap fuarında rastladığım bir manzara, az rastlanır türdendi.
Sakallı genç bir erkek, kolunda başörtülü bir kadın.
Kadının başörtüsü öyle geleneksel filan değil, bildiğimiz “siyasal simge, sıkmabaş nevinden!”
Erkeğin sakalı da çember olanından!
Manzarayı orijinal kılan ise; Ramazan ayında, Bayazıt meydanında, kolunda başörtülü bir kadın olan çember sakallı erkeğin, elindeki sigara.
İlk verdiğim tepki “Nası’ yani” şeklinde oldu.
Dürterek manzaraya dikkatini çektiğim yanımdaki dostumun sonradan anlattığı fıkra, tabloya “cuk” diye oturdu.
Kiliseye yeni atanan papazın ilk işi eski çanı değiştirmek olmuş.
Çan çalmak için geldiğinde karganın birinin çana pislediğini görünce hemen pisliği temizlemiş.
Ertesi gün çan çalmaya geldiğinde bakmış her şey dünkü gibi.
Kargayı yakalamaya karar vermiş ama ne yapsa nafile.
Cemaate danışmaya karar vermiş.
Cemaat genç papaza;
- Muhterem peder işiniz kolay; bir parça peynir, peynirin yanına da bir kadeh şarap koyun, kargayı kolayca yakalarsınız demiş.
Papaz anlayamayınca izah etmişler.
Peyniri yiyen karga susayacak; su niyetine şarabı içecek; sarhoş olup sızacak; papaz da kargayı yakalayacak.
Papaz aklına yatmasa da yapacak pek bir şeyi kalmadığından cemaatin aklına uymaya karar vermiş.
Papaz ertesi gün çan çalmak için geldiğinde ne görsün; karga iki seksen yerde yatıyor.
Papaz önce bu formülün nasıl olup da işe yaradığına şaşmış sonrada karganın bu zokayı nasıl yuttuğuna.
Eğilmiş karganın üstüne:
- Hıristiyansın desem değilsin. Hıristiyan olsan kilisenin çanına pislemezsin. Müslüman olsan şarap içmezsin. Söyle bakayım demiş sen ne ayaksın.
Karga hafif peltek bir sesle:
- Muhafazakâr sentezci ve de demokrat.

Veyis Ateş - InternetHaber

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder